Türkiye Cumhuriyetinin 90. Kuruluş Yıldönümü Kutlu Olsun:

Cumhuriyetin 90. kuruluş yıldönümünde Türkiye’nin önemli bir kısmı Cumhuriyetin geleceğinden endişe ediyor ve Cumhuriyetin ihanete uğradığını düşünüyor. Çünkü kuruluşundan 90 yıl sonra bir Cumhuriyet iktidarı Cumhuriyetin en temel kavramlarını sorguluyor.

Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk elini öpmek içen eğilen bir kadın öğretmenin önünden „rica ederim“ sözleriyle çekilerek Cumhuriyet öğretmeninin görevinin el öpmek değil „zihni hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek“ olduğunu söyler.

Yetiştirebildik mi bu nesilleri? Evet, ama özlenen bu parlak nesilleri yurt sathına yayamadık. Yetiştirebildiklerimizin ilim, irfan yolunda ilerleyeceği eğitim kurumlarını, yaşamayı arzulayacağı çağdaş Türkiye’yi 90 yılda kuramadık. Cumhuriyetin yetiştirmeyi arzu ettiği bu nesiller birkaç büyük şehrimizde kısıtlı kaldı. Bu gençlerin diğer kısmı kitaplarda okudukları çağdaş Türkiye’yi Türkiye’de bulamayınca çağdaş bir yaşam için Avrupa’ya, Amerika’ya gittiler. Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ten sonra gençlerinin bilim yolunda ilerlemesini sağlayacak akademik kültür ve altyapıyı sağlayamayı başaramadı.

En önemlisi, cumhuriyet okulları çocuklarına sorgulamayı değil askeri nizam uygun adım yürümeyi ve itaati öğretti. Çünkü zamanında ülke için tek çare olan askerlerce kurulan Türkiye Cumhuriyeti asker kurucularının sivilleşme çabalarına rağmen sivilleşmeyi başaramadı. Askeri biat kültürüyle yetişen nesillerin önemli bir kısmı birey olamadı. Birey olabilenler ise bunu devletin sorgulamayı teşvik eden eğitim sistemine değil ailelerine borçlu oldular. Birey olamayanın, kendi fikri olmayanın, fikri varsa da söylemeye cesareti olmayanın hiyerarşik yapılarda biat etmesi kolay oldu. Fikrini söylemeye cesareti olan gencecik çocukların hesabına ise bu Cumhuriyette darağaçları, düşündüğü kadar his de eden pırıl pırıl Türk aydınlarına da sokak ortasında faili meçhul kurşunlar düştü. Tek adam partilerini ve lidere yaltaklanma kültürünü kıramadık. Babaya, devletin her dereceden memuruna, öğretmene itaat esastı Cumhuriyetimizde. Cumhuriyet nesilleri bu yüzdendir ki taassubun kısır döngüsünü kıramadı. Türkiye, Atatürk’ün dediğinin tam tersi şekilde, kuruluşundan 90 yıl sonra şeyhler, müritler ve cemaatler ülkesi oldu. Artık tüm laik cumhuriyet taraftarları sonuçlarla boğuşma değil nedenlerle samimi bir hesaplaşma yapmaya girmek zorundadır.
Samimi şekilde hesaplaştık mı Türkiye neden darbeler ülkesi oldu diye? 60larda, 70lerde, 80lerde, 90larda askeri darbe, 2000lerde rövanşist sivil darbe. Hiç sorguladık mı Cumhuriyet tarihi boyunca insan sevgisini niçin yeşertemediğimizi? Bu ülkenin niçin sonu gelmez bir şiddet kültürüne teslim edildiğini? 30lardaki Trakya Yahudilerinin utanç verici sürgünlerini, 40lardaki Varlık Vergisi rezaletini, insanlık dışı, ırkçı 1955 6-7 Eylül pogromlarını, 90lı yıllarda neden vatandaşlarının mülteci olarak en çok terk ettiği ülkenin Türkiye olduğunu Cumhuriyet elitleri ne kadar sorguladı, ne kadar kendine dert edindi?

Kolaycı bir “dış güçler” retoriğinin arkasında saklambaç oynamayı bırakıp içimizdeki faşizmle hesaplaşmadan ve Atatürk’ün mirasına ilk ihanet edenin Atatürk maskeli, NATO güdümlü TSK olduğunu anlamadan ne Cumhuriyet kazanımları savunulabilir ne de bugünkü sivil vesayete karşı tabandan savunma mevzileri kurulabilir. Bugün eski TSK mensuplarına yapılan muamele eskiden askerlerle yürütülmüş vesayetin artık siviller üstünden yürütülmesi ile bir nöbet değişiminden ibarettir. Eskiden halkın efendisi konumu alarak insan haklarını ve insan haysiyetini yerle bir eden Silahlı Kuvvetler mensupları ne kadar suçlu idiyse bugün de askerleri tasfiye amacıyla haksız ve hukuksuz muameleye maruz bırakan sivil iktidar aynı şekilde suçludur. Laik Cumhuriyetin teminatının adresi artık bürokraside değil sokaktadır. Sokakla barışmak ve yeni sistemle hesaplaşmanın yolu laik Cumhuriyet taraftarlarının önce kendileriyle hesaplaşmasından geçiyor.

Sosyal Demokrat değerlerin kardelen çiçekleri gibi açacağı, yüreği solda atan bir Türkiye temennisiyle Cumhuriyetimizin 90. yılı kutlu olsun.

HDF Yönetim Kurulu

Newsletter / Haber bülteni

Lütfen bu formu gönderebilmek için tarayıcınızın JavaScript özelliğini açın.

Facebook