Özgürlügün ve baĝımsızlıĝın simgesi; Uĝur Mumcu
19 Yıl önce bugün Uĝur Mumcu aramızdan ayrıldı.
Korkaklar, katiller sinsi bir tuzak sonucu öldürdüler aydınlık mücadelesi veren yiĝit gazeteciyi.
Türkiye´nin içinden geçtiĝi bu süreçte baĝımsızlıĝı, özgürlüĝü ve hukukun üstünlüĝünü esas almış Uĝur Mumcu´ya Türkiye´nin ne kadar ihtiyacı olduĝunu görmekteyiz.
Uĝur Mumcu "özgürlüĝün ve baĝımsızlıĝın" bir simgesidir.
Gazeteciliĝinin büyüklügü yazılarında laf ebeliĝi yapmaması ve savunduĝu deĝerlerden gelmekteydi.
Uĝur Mumcu´yu "büyük" gazeteci yapan deĝerleri;
- Adaletli ve cesur bir savcı gibi hırsızların ve katillerin peşinde iz sürüyordu. Bu onun "hukukçu" luĝundan kaynaklanan bir özellikti.
- Gerçek bir "lider" gibi kararlı ve inançlı bir tutum sergilyordu. Dönemin adamı olmak, kalemini satmak gibi ucuz ve basit hesapların adamı olmayacak kadar karakter ve kişilik sahibiydi.
- Saĝlam bir devrimciydi.
Günümüz medyasına baktıĝımızda Uĝur Mumcu olmak kolay deĝil diyebiliyoruz. Uĝur Mumcu´ların kolay çıkmayacaĝınıda düşünüyoruz.
Katillerinin bulunması arzusu ve beklentisiyle Uĝur Mumcu´yu saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Erdal TEKİN
HDF Yönetim Kurulu adına
SIRA MUHALEFET GENEL BAŞKANLARINDA MI?
Hiçbir demokratik ülkede olmayan, ama Türkiye’de ileri demokrasi kandırmacasıyla AKP İktidarına ve köktendinci bir tarikata muhalif olanların sindirilmesi için kullanılan Özel Yetkili Mahkemeler; yazarları, bilim adamlarını, gazetecileri, siyasi parti başkanlarını uydurma ve gizli tanık yalanlarıyla özgürlüklerini kısıtlayarak tutuklamışlardır.
Hitler dönemini hatırlatan toplama kamplarında kurdukları mahkemelerde üç yılı aşkın süredir ne ile suçlandıklarını bilmeyen bu insanları insanlık dışı koşullarda psikolojik baskı altında tutmaktadırlar.
Her geçen gün yeni ve uydurma suçlamalarla toplumda saygın kişiler tutuklamalarla ülkeyi baskı altını alarak Türkiye’yi bir korku ülkesi durumuna getirmişlerdir.
Kitabı bombayla eş tutan ve basılamamış kitabı yasaklayan bu mahkemeler
Evrensel hukuk kuralarını çiğnemektedirler.
Son olarak, bu Özel Mahkemenin özel savcısı Ana Muhalefet Partisi Sosyal Demokrat Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun dokunulmazlığını kaldırarak yargılanmasını istemiştir.
Başbakanın da onayladığı bu demokrasi ayıbını şiddetle kınıyor, tüm demokrat kişi ve kuruluşları insan haklarına, hukuka sahip çıkmasını ve yargının siyasallaşmasına tavır almasını öneriyor ve bekliyoruz.
İsmail Eren
HDF Yönetim Kurulu adına
CHP KURULTAYI: AYDINLIK VE UMUT KURULTAYI
Kurultaylar çağdaş siyasal partilerin en geniş tartışma, geleceğin hedeflerinin belirlendiği, iktidar rotasının çizildiği buluşmalarıdır. HDF kurulduğu günden bu yana Türkiye’deki sosyal demokrat hareketle, CHP ile eleştirisel dayanışma içinde bulunmuş, CHP’nin mücadelesine hep destek vermiştir. Bu çalışmalar gelecekte de sürdürülecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 18.12.2010 tarihinde gerçekleştireceği bu kurultayı, tüm yurtta emekçi, emekli, işsiz, yurtsever tüm kesimlerde heyecan yarattı. Avrupa’daki sosyaldemokrat Türklerin üst örgütü olan HDF’nin üyesi arkadaşlarımızda da bu heyecan ve iktidar yürüyüşüne katılma arzusu üst düzeydedir.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDF Genel Merkezini Berlin’de ziyareti ile başlayan HDF-CHP ilişkilerinin yeni dönemi, HDF Genel Başkanı Ahmet İyidirli ve Genel Başkan Yardımcısı Necip Şahin’in CHP kurultayına katılmaları ile yeni bir boyut kazanacaktır. Bu iki kuruluş arasındaki ortak çalışmaların temel amacı 2011 seçimlerinde CHP’nin iktidar olmasıdır. HDF bu alanda gerekli tüm çalışmaları yapacak, yapılacak çalışmalara destek verecektir.
HDF olarak 18 Aralık 2010 kurultayının CHP’nin iktidara yürüyüşünün başlangıç tarihi, ülkemizin üzerindeki karanlık bulutların kaldırılacağı bir umudun ışığı olmasını arzuluyoruz. Bu kurultayda yol arkadaşlarımızla birlikte olacağımızın heyacanı içinde CHP’li tüm kardeşlerimize, mücadele ve yol arkadaşlarımıza başarılı, birlikte aydınlığa koşacağımız bir kurultay diliyoruz.
Necip Şahin
HDF Genel Başkan Yardımcısı
HDF Gençlik Kolları
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Meclisi´nin açılışı ile, Türkiye´nin de ilk ulusal bayramı olarak belirlenmiştir.
Daha sonra çocuk esirgeme kurumunun da önemini öne çıkarmak için, 23 Nisan 1927 den sonra da, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmıştır.
Halkımız Osmanlı İmparatorluğu altında, yüzyıllar boyunca padişahın kulu olarak yaşamaktaydı. Birinci Dünya savaşının ardından, savaşı kaybeden taraf sayılan Osmanlı İmparatorluğu İngiltere, Fransa, Yunanistan, İtalya gibi devletler tarafından işgal edilmiş ve pratikte yıkılmış durumdaydı. Bu durumda Mustafa Kemal Atatürk gibi bir dahi Erzurum ve Sivas kongrelerinin ardından Türkiye Büyük Millet Meclisini kurarak halkın iradesini biraraya getirdi ve bağımsız bir Türkiye için, kurtuluş savaşını başlattı.
Mustafa Kemal Atatürk kazandığı zaferin ardından Cumhuriyet ilan ederek eğemenliği kayıtsız koşulsuz halka vermiştir. Bu şekilde insanlarımız kul olarak yaşamaktan kurtulmuş, özgür birey olarak yaşama hakkını kazanmışlardır.
Özellikle kadınlar seçmek, seçilmek, meslek öğrenmek, veli sayılmak gibi bir çok insan hakkına, bu süreçte ulaşmışlardır. Bunu hiçbir zaman unutmayacağız.
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti`ni özellikle biz gençlere armağan etmiştir. Biz bu armağanı daima ve bütün engellere rağmen koruyacağız!
Biz yolumuza Mustafa Kemal Atatürk´ün sözü ile devam edeceyiz:
Egemenlik kayıtsız koşulsuz ulusundur.
HDF Gençlik Kolları Yönetim Kurulu
Jede Stimme zählt!
19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
23 Nisan 2017 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı
Nein zur Verfassungsänderung in der Türkei
Yeni Yıl 2017